Lalalalalalala!!

Tamam fazla sorumsuz bi insanım düzenli olarak yazıcam dedim kendime çok savaştım kendimle ama olmadı. Duramadım yerimde kalktım gittim bi yerlere işte. Bi de kötü alışkanlıklar edindim, hem de ne alışkanlıklar. ''Kafiyeli konuşmak'' nedir allahasen duramıyorum öylece kafiyesiz cümlem olmuyor bu aralar yani...
 Eğer Orhan Veli yaşasaydı ya da Nazım neler sormazdım onlara neler. Bu iki adam hastalığımdır benim o derece severim. Bilmem kaç tane şiirleri var hepsine ayrı ayrı bir ilgim vardır ama. Bu adamlara beni bağlayan... En çok hayatlarıydı yaşadıkları yaşattıkları. Popi yazılarda tanımadım ben onları... sahafların tozlu raflarında buldum önce öykülerini okudum nedir bunlar kimdir ne demiş arkadaşları onlar gibi niceleri ne demiş yani! sonra yavaş yavaş hayatlarıyla bütünleşen şiirlerini okudum her bir mısra da tekrar aşık olmak diye bişey varsa eğer oldum. Çok bağlandım ben acayip bi şekilde. Sanki askerlik arkadaşlarımdır kendileri de o derece yakın bilirim kendime. Bir çok insandan daha iyi tanırım hani. Çok yakınlarından çeşit çeşit dinledim ben onları. Eğer bir şansım olsaydı onlara şunu sormak isterdim. '' Yazdığınız her şey sizin için kıymetli miydi? peki yazdığınız kelimelerin ortaya döktüğü anlamları farkında mıydınız? yap boz parçaları mıydı ortaya çıkardıklarınız yoksa belirli bir manzara fotoğrafı mı? Bunca kelimenin bir araya getirdiğini siz de size anlatıldığı gibi mi bildiniz?'
'ben yazarken hep bunları sordum kendime ama onlara sormayı ne de isterdim onlar için hiç şansım yok sadece verecekleri cevapları tahmin edebilirim belki biraz emin bi şekilde mesela Orhan'a göre onun kıymetlileri kendi şiirleri değildi hani ya hiç sevmezdi kendi şiirlerini okumayı.Nazım ne derdi bilemedim şimdi ama.
Ama kader bu demi yeni şairler var onlardan farklı onlardan yeni ama aşık olunası şiirlere sahip insanlar. Küçük İskender mesela çok severim çok çok hem de. Periler ölürken özür diler.okunması gereken bi yapıt. inancım bu yönde en azından.
Karanlık da herkes biraz zencidir.

Pembe Mezarlık

Pembe bir mezarlık gördüm rüyamda
Aşık cesetler şekerden tabutta
Gezinirken ciğerim doldu bir anda
Çürük çilek kokusuyla

Kalbi atan ölü bedenlerdi hepsi
Hepsinin başında birer ölüm perisi
Soluk birer pembe gül kokluyorlar
Karanlıkta..

Hepimiz, biz,siz her kimselerse işte bizim şarkımız olsun modelden gelsin bugün mesela..
Ne de olsa hayat bazen '' pembe bir mezarlık'' tarzı renkleri capcanlı ama kendisi ölüler diyarı.
Ne yapmalı yürüyen cesetler kalbi atan ve nefes alanlar kara toprakta hadi bugün herkes için mavi denizler olsun parlak sarı güneşler ve ölümüne mutlu gözler
Ne de olsa hayat bazen ''bir  bebek  gülüşü'' tarzı anlamsız hıçkırıklar arasından çıkan ve yüzünüze konan bir tebessüm yani.

Haçlı seferlerinin en tehlikelisi aşka yapılandır

İnsan her yaşta birilerine tutuluyor galiba. Aşk dünyada amaçsızca dolaşan bir rüzgar gibi mevsimi yok her zaman ve her yerde her insana çarpabilir. Aşk ilk önce nerden başlar peki? saçlardan mı yoksa gözlerden mi sadece dışardan mı bakar aşk...
Bilmem çok soru sorarım ama cevaplarını da bilmem hani. Aşk nedir ne değildir hiiiç anlamam mesela. Aşk her zaman yüce olmaz bazen en büyük dibe vuruş olur falan şunu biliyorum en güzel aşk... Lisede karşınıza çıkar ve üniversitede sizi takip eder sonra üstünden çok sular akar yanınızda iki mutlu çocukla ve yüzüğünü taşıdığınız insanla bir resme girersiniz aşk da sizi terk edip gider zamanla yerini sevgi doldurur ve hayat öylece akıp gider yeni resimlerle...
Bir zamanlar aşk Eros'un  en büyük cezası olmuştu merakla beraber. Aşk tüm savaşların başlangıcı belki de... Her zaman iyi şeyler getirmiyor yanında şans olmayınca.. Şanslı aşklar olmadan dünya mutlu olmuyor kimilerince. Tamam tekrar soruyorum Aşk ilk önce nerden başlar ve nasıl yaşar sonraları da nereye gömülür....
.....

Bonomo desem...

Gencim falan filan müzik dinlerim gençsel bi şekilde o nedenle yani öyle Bonomo'yu da severim şiddetle hani. Kendileri yerlere göklere denizlere sığmaz benim için o derece severim yani. Şaşkın beni benden alır mesela çok severim tüm albümü falan sadece tamam ergen moddan çıkıp doğru düzgün anlatayım ben size..

Efendim müzisyenimizin adı Can Bonomo'dur. Kendilerinin meczup adlı bir albümleri vardır. Konserleri de çok coşumsaldır gençlerce.Intenette canlı konserleri de olmuştur hani. Muzur mu muzur bir beyefendidir. Dinlemesi hoştur her yaşa da iyi gider yani :)http://www.canbonomo.com/home.html 

Önem listen nereye gidiyo acaba?

5 yaşındayken hiç düşünmezdim mesela. Benim nedenlerim ve sonuçlarım yoktu o zamanlar herkes gibi ki simidi atıp hiç düşünmeden havuza atladığımda da bi nedenim yoktu veya ne olacağını düşünmemiştim. Tamam çok hoş bi sonuç elde etmedim kızgın ebeveynler dışında ama konu bu değil. Konu bunu şimdi yapabilir miyim? En son ne zaman sonuçlarını düşünmeden bir şey yaptım? Çocuk olmayı mı yoksa özgür olmayı mı unuttum?
Dünyanın ne zaman bu kadar önemli ve planlı olmaya başladığını hatırlamıyorum hani.
Tamam şöyle bi düşünelim eğer şanslıysanız ve sigara içmiyorsanız maksimum 80 yaşınıza kadar yaşayabilirsiniz ve bu dünyadaki o kadar insan yaşamı arasında akıp giden 80 yıllık bir zamandır sadece. Siz yaşamazsanız 80 yıl bi hiçtir aslında...
Peki yaşamak için 80 yılınız varken neden okula veya işe gitmek için bindiğiniz şu kasvetli toplu taşıma araçlarından hiç tahmin etmediğiniz bir anda inip etrafınızdaki kalabalıktan uzaklaşarak gitmek istediğiniz yere gitmiyorsunuz?
Unutmayınki takip etmeyi düşündüğünüz o kalabalık da sizden çok farklı değil onlarında gidecekleri semtler ve sokaklar dışında binalar aynı.Eee o zaman napmalı toplum dışı hareketlerde bulunmalı sürüden ayrılmanın vakti geldi hem de yaz ve fırsatları sona ermeden.Önem verdiğiniz ne varsa zaman,insan ve benzeri biraz molayı hak ediyor hem de her yaşta.Ahh şu önem listem 10 yılda nasıl değişti bir bilsem ama önemli değil benden başka hiç kimse bana tekrar sadece içimden geçeni yapamayacağımı söyleyemez. Beni sadece ben durdurabirim ve siktir et durmak isteyen mi var!